Genellikle soğuk algınlığı ya da gribal bir enfeksiyon ardından uzun süreli burun tıkanıklığı ve yoğun akıntıların ortaya çıkması, akut sinüziti işaret edebilir. Çocuklarda akut sinüzit genellikle büyük bir endişe kaynağı olmasa da, komplikasyonların önlenmesi için tedaviye derhal başlanmalıdır. Akut sinüzit çoğu durumda antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Burun tıkanıklığını azaltmak amacıyla, burun açıcı spreyler ve akıntıyı azaltıcı ilaçların kısa süreliğine kullanımı etkili olabilir. Bu tür tedavi yöntemleri, burun içindeki rahatsızlığı hafifletmek ve solunumu rahatlatmak için önerilir. Tuzlu su damlaları veya spreyleri, geniz ve burun akıntılarının yoğunluğunu azaltarak mukozanın iyileşme sürecini hızlandırabilir. Tedaviyi yarıda bırakmamak ve antibiyotik kullanımına önerilen süre boyunca devam etmek çok önemlidir. Ayrıca, sinüzitin ağırlaşmasını veya kronikleşmesini önlemek için alerji veya diğer hastalıkların takibi ve tedavisi de yapılmaktadır.
Adana’da hizmet veren çocuk doktoru Uzm. Dr. Songül Uzgelir sizler için anlattı.
Sinüsler, burun çevresinde yer alan, dört bir yandan kemiklerle çevrili yaklaşık 8-10 adet boşluktur. Bu boşlukların iç yüzeyinde bulunan mukoza tabakasında meydana gelen iltihaplanmalar, genellikle yoğun ağrılara neden olabilir. Sinüs boşlukları, burundaki "ostiomeatal kompleks" olarak adlandırılan dar bir bölgeye açılmaktadır. Bu bölge, burnun en dar noktalarından biridir ve burundaki enfeksiyonlardan kolayca etkilenebilir. Sinüslerde her gün 0.5-1 litre kadar salgı üretilmektedir. Bu salgı, sinüs mukozası üzerindeki mikroskobik "silya" adlı tüyler tarafından, "ostium" olarak bilinen açıklıklara doğru süzülür. Salgının düzenli bir şekilde vücuttan dışarı atılması, bağışıklık sisteminin etkinliği için önemlidir. Ancak eğer ostiomeatal komplekste bir sorun oluşur ve sinüslerin buruna açılan yolu kapanırsa, salgı birikmeye başlar. Bu durum, silyaların hareketini durdurur ve bakterilerle virüslerin üremesi için uygun bir ortam yaratır; bu da sinüzite yol açabilir.
Küçük çocukların bağışıklık sistemleri henüz tam olarak gelişmediğinden, özellikle 7 yaşına kadar burun, sinüs ve kulak enfeksiyonlarına daha yatkın olabilirler. Eğer çocuk sık sık akut sinüzit atağı geçiriyorsa veya uzun süreli antibiyotik tedavisine rağmen iyileşme göstermiyorsa, bu sinüzitin kronikleşmiş olabileceğini gösterebilir. Kronik sinüzitin teşhisinde, ince endoskoplar kullanılarak yapılan burun içi muayene oldukça önemlidir. Bu muayene sırasında, sinüs kanallarının durumu ile geniz etinin boyutu değerlendirilebilir. Aynı zamanda mukoza tabakasının görünümü, burun fonksiyonları ve olası alerjiler hakkında önemli bilgiler sunar. Geniz etinin büyümesi, alerjik nezle ve burun tıkanıklığı, çocuklarda kronik sinüziti kolaylaştırabilecek etkenlerdir. Ayrıca, genetik kökenli bazı hastalıklar burun içi mukoza tabakasının işlevini bozarak sinüzite yol açabilir. Çocuğun çevresel alerjenlerden ve sigara dumanı gibi kirleticilerden uzak tutulması, sinüs enfeksiyonu riskini azaltabilir.
Sinüzit gelişimini etkileyen başlıca faktörler arasında sık sık üst solunum yolu enfeksiyonları, burun kemiği veya kıkırdağının eğriliği, burun eti, burun bölgesindeki tümörler, sinüs kanallarının tıkanıklığı, zayıf bağışıklık sistemi, alerjiler, geniz eti, sigara dumanına maruz kalma ve hava kirliliği gibi sebepler bulunmaktadır. Bu etkenler, sinüzit gelişimini büyük ölçüde etkileyen önemli unsurlardır. Özellikle çocukların sigara içilen ortamlardan uzak tutulması son derece önemlidir. Sigara dumanının yanı sıra, hava kirliliği ve geniz etinin büyümesi çocuklarda sinüzit gelişimini etkileyen önemli faktörler arasında yer almaktadır. Sinüzit, her yaşta görülebilen bir hastalık olmasına rağmen, çocuklarda farklı biçimlerde kendini gösterebilir. Çocuklarda sinüzite neden olan başlıca etkenlerden biri geniz etidir; çünkü geniz etinin büyümesi, burnun havalanmasını engeller ve bu durum mikropların üremesine zemin hazırlar. Bu nedenle, geniz etleri ve bademcikler çocuklarda sık sık iltihaplanabilir. Ayrıca, bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklarda sinüzit görülme olasılığı daha yüksektir. Çevresel faktörler de sinüzit riskini artırır; soğuk ve nemli hava, bu rahatsızlığı doğrudan etkileyebilir. Islak saçla yatmak veya dışarı çıkmak, aşırı jöle kullanımı gibi durumlar sinüzit riskini artırabilir. Çocuklarda, yaşadıkları ortamda sigara içilmesi, fazla parfüm kullanımı ve çok kuru hava gibi etmenler de bu riski yükselten faktörler arasında yer alır.
Baş ağrısı her zaman sinüzit ile ilişkilendirilmeyebilir; baş ağrıları çeşitli nedenlerden veya stresten kaynaklanabilir. Sinüzit, hızla müdahale edilmesi gereken ve tedavi edilmezse ciddi sorunlara yol açabilecek gizli tehlikeler taşıyan bir hastalıktır. Sinüzite bağlı belirtiler şu şekilde sıralanabilir, ancak bazen yalnızca muayene ile kesin teşhis koymak mümkün olabilir:
Hastalığın tanısı için doktor öncelikle hastanın geçmiş sağlık öyküsünü dinler. Sinüzit teşhisi, şikayetler, geniz akıntısı ve burun akıntısının şiddeti dikkate alınarak konur. Sinüzit, görülme süresi ve iyileşme sürecine göre farklı türlere ayrılır. Dört hafta içinde iyileşen sinüzit türüne "akut sinüzit", 4 ila 12 hafta süren sinüzit türüne ise "subakut sinüzit" denir. Sinüzit belirtileri uzun bir süre boyunca düzelmezse, bu durum "kronik sinüzit" olarak sınıflandırılır.
Akut sinüzit tedavisinde antibiyotik kullanımı ve burun açısı sprey kullanılabilir. Özellikle doğru yöntemle yapılan burun temizliği tedavinin önemli parçasının oluşturur. Kronik sinüzit tedavisi de ilaç tedavisi ile yapılabilir. Özellikle çocuğun alerji ve geniz eti açısından değerlendirilmesi de tedavide büyük fayda sağlar. Çocuğun çevresel alerjenler ve sigara dumanından uzak durması sinüs enfeksiyonlarını azaltabilir. Yapılan bütün tedavilere rağmen iyileşmeyen dirençli sinüzitlerde cerrahi tedavi kullanılır. Sinüzit ameliyatı, genellikle çocuklarda 10 yaşından itibaren uygulanmaktadır. Bunun nedeni, çocukların yüz gelişiminin tamamlanmamış olması ve burundaki yapıların daha küçük ve dar olmasıdır; bu nedenle çok genç yaşlarda cerrahi müdahale önerilmez.
Tedavilere rağmen iyileşmeyen ve inatçı sinüziti bulunan çocuklarda ameliyat gerekebilir. Çocuklarda sinüzit tedavisinden önce genellikle geniz etinin alınması önerilir. Geniz etinin çıkarılması, sinüs boşluklarının havalanmasını ve temizlenmesini engelleyen sorunları ortadan kaldırarak, çocuğun sinüzitini kendiliğinden iyileştirebilir veya kısa süreli ilaç tedavisi ile düzeltebilir. Eğer sinüzitin nedeni anatomik bir bozukluk veya sinüslerin işleyişini bozan genetik hastalıklar ise, cerrahi yapılması gerekebilir. Ayrıca, komplike olmuş çocuk sinüzitlerinde gözler veya beyin içi yapılarla ilişkili riskler varsa, acil cerrahi müdahaleler gerekebilir.
Copyright © 2025 Uzm. Dr. Songül Uzgelir. Tüm Hakları Saklıdır.
sahnemedya