Çocuklarda Çölyak

Yazı İçeriği

Glutenin bağışıklık sisteminde oluşturduğu sorunlar nedeniyle ortaya çıkan çölyak hastalığı, sadece yetişkinlerde değil, aynı zamanda bebekler ve çocuklar arasında da görülebilir. Bu hastalık, genetik bir yatkınlığa sahip olduğundan bebeklik döneminde başlayabilir. Ancak genellikle belirtiler, erişkinlik dönemine kadar fark edilmeden kalabilir. Bu nedenle, ailelerin çocuklarını dikkatle gözlemlemesi, çölyak hastalığının belirtileri hakkında bilgi sahibi olması ve hastalığın mümkün olan en kısa sürede tanınması oldukça önemlidir.Adana’da hizmet veren çocuk doktoru Uzm. Dr. Songül Uzgelir çocuklarda çölyak hastalığını anlattı.

Çocuklarda Çölyak Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Çölyak hastalığı, buğday, çavdar ve arpa gibi tahıllarda bulunan gluten maddesine karşı duyarlılıkla karakterize edilen ve ömür boyu glutensiz diyet gerektiren bir durumdur. Ülkemizde, her 110 çocuktan birinde görülen bu hastalık, dünya genelinde en yaygın bağırsak hastalıklarından biridir. Genetik olarak yatkın bireylerde ortaya çıkabilir; gluten içeren gıdaların düzenli tüketimi, bu kişilerin bağışıklık sisteminde duyarlılık yaratır. Bu duyarlılık, kalıcı olup, yaşam boyu dikkat edilmesi gereken bir diyetle yönetilmelidir.

Çölyak hastalığına yol açan genler, hastaların en az yüzde 98’inde tespit edilmiştir. Ancak, genetik olarak duyarlı olan her birey bu hastalığı mutlaka geliştirmez. Bu nedenle, hastalığın gelişiminde genetik faktörlerin yanı sıra çeşitli çevresel etmenler ve viral enfeksiyonlar da etkili olabilir. Hastalığın temelinde çevresel, genetik, ve immün faktörler rol oynar. Çevresel faktörler arasında sigara maruziyeti, ishaller, gastroenteritler, gıda zehirlenmeleri, gıda katkı maddeleri yer alır. Anne sütü ile beslenme çölyak hastalığına karşı koruyuculuk sağlar.

Çölyak hastalığı, Avrupa ve Amerika'da en sık karşılaşılan kronik sağlık problemlerinden biridir. 2,5 ila 15 yaş arasındaki çocuklarda bu hastalığın görülme oranı 1/80 ile 1/300 arasında değişiklik göstermektedir. Gluteni sık tüketen Kuzey Afrika ülkelerinde ise daha fazla vaka rapor edilmektedir. Genel olarak, insanların yaklaşık yüzde 0,5-1’i nin çölyak hastalığından etkilendiği düşünülmektedir. Ülkemizde gerçekleştirilen kapsamlı araştırmalar, çölyak hastalığı görülme sıklığını yüzde 0,3 ile 1 arasında, yani ortalama 110 çocuktan birinde tespit etmiştir.

Çölyaklı Çocuklarda Büyüme Geriliği Görülüyor

Çölyak hastalığı, çeşitli belirtilere neden olabilir. Küçük çocuklarda genellikle büyüme geriliği, sürekli ishal veya cıvık dışkılama, kusma, karın şişliği, karın ağrısı, kas ve kemik zayıflığı ile iştahsızlık gibi sorunlar görülebilir. Bebekler ek gıdalara geçtikten birkaç hafta veya ay sonra, büyüme hızı ve kilo alımı düşer; ilerleyen zamanda kilo kaybı daha belirgin hale gelir.

Son yıllarda, tipik olmayan çölyak vakalarına daha fazla rastlanmaktadır. Özellikle geç çocukluk dönemi dediğimiz büyük çocuklarda, 5-7 yaşından sonra ortaya çıkar. Bu çocuklar büyüme gelişme geriliği, boy kısalığı, ergenlik gecikmesi, diş problemleri, nörolojik bozukluklar, karaciğer fonksiyonlarında bozukluk ve tedaviye yanıt vermeyen demir eksikliği anemisi ile başvurabilirler. Ayrıca, karın ağrısı, bulantı, kusma, şişkinlik, reflü ve kabızlık gibi daha yaygın semptomlar da görülebilir.
Çölyak hastalığı, çocuklar ve ergenler arasında  belirli durumlarda daha sık görülmektedir. Bu durumlar arasında çocukluk dönemi tip 1 diyabet, otoiümün troidit, osteoporoz, otizm, depresyon, ataksi ve selektif IgA eksikliği gibi çeşitli durumlar yer alır. Çölyak hastalığı, tip 1 diyabetli bireylerde ortalama yüzde 4,5, otoimmün tiroidit olanlarda ise yüzde 3-7,8 oranında görülmektedir. Bu nedenle, bu tanılarla takip edilen çocukların belli aralıklarla çölyak hastalığı açısından değerlendirilmesi önerilmektedir. Çölyak ve diyabet hastalığına sahip bireylerin birinci derece akrabalarında çölyak hastalığına yakalanma oranı %2 olarak tespit edilmiştir.

Sessiz Çölyak Grubu

Çölyak hastalığı ile en çok bağlantılı olan genetik sendrom, Down sendromu olarak belirlenmiştir. Down sendromu olan bireylerde çölyak hastalığı görülme oranı %3,2 ile %10,3 arasında değişirken, Turner ve Williams sendromları için bu oran %5 ile %10 olarak bildirilmiştir. Çölyak hastalığı bulunanların birinci derece akrabaları ile bu hastalıkla birlikte başka rahatsızlıkları olan kişiler risk grubunda sayılmaktadır.

Üç yaş ve üzeri bu risk grubundaki çocuklar, en az bir yıldır gluten içeren gıdalarla besleniyor ve belirtileri olmayan durumlarda araştırmalarla veya toplumsal taramalarla tespit edilebilmektedir. Bu durum "sessiz çölyak" olarak adlandırılmaktadır. Belirtileri olan bir hastaya karşılık, yaklaşık yedi sessiz vaka olduğu düşünülmektedir. Bu yüzden çölyak hastalığı, su üstünde görünen küçük bir bölüm gibi, sessiz vakalar ise su altında kalan daha büyük bir kısım olarak nitelendirilmektedir.

Çölyak hastalığının doğal seyrinin hala tam olarak anlaşılmadığı ve daha fazla araştırma gerektiren pek çok yönü bulunmaktadır.

Genetik olarak hassas bireyler glutenle benzer miktarlarda temas ettiklerinde, belirtilerin ortaya çıkma zamanı ve bazı bireylerin neden belirtiler göstermediği tam olarak bilinmemektedir. Ayrıca, sessiz vakaların ileride belirtiler gösterip göstermeyeceği veya diyet yapılmadığında potansiyel sorunların gelişip gelişmeyeceği de önemli araştırma konularındandır. Şu an için, çölyak belirtileri gösteren çocuklarda, bu hastalığa eşlik eden rahatsızlıkları olanlarda ve çölyak hastalarının yakın akrabalarında mutlaka araştırma yapılması gerekmektedir. Çölyak tanısında öncelikle özel laboratuvar testleri uygulanmalıdır. İki yaş ve üzerindeki çocuklarda kesin tanı, endoskopik inceleme ile alınan ince bağırsak biyopsisi ile konulmaktadır. Bu tanının ardından, yaşam boyu sürecek glutensiz bir diyete geçilmelidir.

Çölyak Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Çölyak hastalığı olan bireylerin bağırsaklarının sağlıklı bir şekilde işlev görmesi için ömür boyu glutensiz beslenme gerekmektedir. Tek etkili tedavi glutensiz diyettir. Bu diyet sayesinde bağırsaklardaki iltihaplanma önlenir ve besin emilimi normal seyrinde devam eder. Beslenme planı mutlaka bir diyetisyen rehberliğinde oluşturulmalıdır. Tedavi sürecinde, sürekli olarak glutensiz diyete sadık kalmak kritik öneme sahiptir; ayrıca belirli aralıklarla laboratuvar testleri de yapılmalıdır.

Çölyak Hastalarının Dikkat Etmesi Gereken Besinler

Glutensiz beslenme planında yulaf, arpa, çavdar ve buğday yer almamaktadır. Bunun yerine, pirinç ve mısırın daha fazla tüketilmesi önerilir. Düzenli bir diyet programının yanı sıra, demir ve B12 vitamini eksiklikleri için uygun tedavi yöntemleri ile hastanın desteklenmesi önem taşır.

Gluten İçeren Gıdalar
Gluten buğday, arpa ve çavdarlı ekmek, erişte, tarhana, tahıl gevreği, makarna, domates salçası, pasta, kek, çörek, kraker, bisküvi gibi paketli gıdalar, irmik ve kepek gibi ürünlerde bulunur.

Gluten İçermeyen Gıdalar
Glutensiz seçenekler arasında mısır, beyaz pirinç, soya, karabuğday, keten tohumu, mercimek, fasulye, nohut, fındık, fıstık, badem, ceviz, meyveler, sebzeler, peynir, süt, kefir, yoğurt, turşu yer alır.

Diğer Uzmanlık Alanları