Çocuklarda İşitme Taraması

Yazı İçeriği

Türkiye'de Yenidoğan Tarama Programı, 2000 yılından itibaren yürürlüğe girmiştir. Bu program, işitme kaybı olan çocukların erken yaşta tespit edilmesini, konuşma gelişimlerinin etkilenmemesini ve psiko-sosyal açıdan sağlıklı bireyler olarak topluma kazandırılmasını hedefler. Yenidoğan işitme taraması sayesinde, birçok bebek erken dönemde işitme kaybı açısından değerlendirilmekte ve uygun tedavi yöntemleri hızlı bir şekilde uygulanmaktadır. Adana’da hastalarına hizmet veren Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doktor Songül Uzgelir çocuklarda işitme taraması hakkında bilgi verdi.

Yenidoğan İşitme Tarama Programı Süreci

Yenidoğan İşitme Taraması Programı, doğum yapılan tüm sağlık kuruluşlarında uygulanmaktadır. Yenidoğan işitme tarama izlemi için otoakustik emisyon (OAE) ve/veya işitsel beyin sapı cevabı ABR (Automated-Auditory Brainstem Response- A-ABR) testi kullanılır. Çocuklarda işitme kaybının erken teşhisi ve yönetimi çok önemlidir. Bu program kapsamında, işitme kaybını erken tespit etmek amacıyla tarama ABR testi, beyin sapı yanıtlarını kaydederek işitsel sistemin değerlendirilmesini sağlar.

İlk işitme taraması, doğumdan sonraki ilk 72 saat içinde, taburcu edilmeden önce gerçekleştirilir. Bu testi geçen bebekler için ilave bir test yapılmaz. Ancak, testi geçemeyen bebekler için, 7 ila 15 gün sonra tekrar test yapılabilir ve ABR testi uygulanarak değerlendirme gerçekleştirilebilir. Bu ikinci testten de geçen bebeklere ek bir test yapılmazken, bu testi geçemeyen bebekler, doğumdan 15-30 gün içinde yeniden Tarama ABR testi yapılmak üzere değerlendirilir. Yine de işitme kaybı tespit edilen bebekler, kesin tanı için referans merkezlerine yönlendirilir.

Risk faktörüne sahip yenidoğanlar daha detaylı değerlendirilmelidir. Risk olmayan yenidoğan bebeklerde otoakustik emisyon testi ile başlanıp, bebek testi geçemezse bir hafta sonra test tekrarlanır, yine geçemezse ABR yapılır. Risk olan yenidoğanlarda ise direkt ABR yapılır. Bebek testi geçemezse test tekrarlanır, yine geçemezse hasta referans merkeze yönlendirilir.

Okul Çağı Çocuklarda İşitme Taraması Programı Nedir?

Duyma kaybı sadece doğum anında veya hemen sonrasında gerçekleşmeyebilir. Doğumdan sonraki dönemde, enfeksiyon, travma ya da genetik hastalıklar sonucu duyma kaybı gerçekleşebilir. Özellikle okul çağı çocukları için işitme sağlığı, akademik başarı ve sosyal gelişim açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, 2015 yılının sonlarından itibaren Türkiye genelinde 81 ilde, ilköğretim 1. sınıf öğrencilerine yönelik bir İşitme Tarama Programı uygulanmaktadır.

Okul Çağı Çocuklarda İşitme Tarama Programı Süreci

Okul Çağı Çocuklarda İşitme Tarama Programı, ilköğretim 1. sınıf öğrencilerine yönelik olarak uygulanmaktadır. Bu tarama, odyometri testi aracılığıyla gerçekleştirilir. Test sırasında, tüm frekansta ve her iki kulakta da 20 dB seviyesinde yanıt alınan çocuklar başarılı olarak değerlendirilir ve ek bir test yapılmaz. Eğer herhangi bir frekansta veya kulakta 20 dB seviyesinde yanıt alınamazsa, çocuk bir hafta içinde yeniden test edilir. Bu ikinci testten başarılı olan çocuklara ek bir işlem yapılmaz; ancak testten geçemeyen çocuklar, gerekli muayene ve testler için Kulak Burun Boğaz Kliniği’ne yönlendirilir. Eğer çocuğun ilk testleri olumlu çıkmışsa ama risk faktörleri mevcutsa Kulak Burun Boğaz değerlendirilmesi yapılması tavsiye edilir. Çocuklarda görülen işitme kayıplarının tipleri ve sınıflandırması, işitme kaybı, çevresel sesleri duymada zorluk yaşama veya işitme hassasiyetinde azalma olarak tanımlanabilir. İşitme sistemimiz, dış kulak, orta kulak ve iç kulak olmak üzere üç ana bölümden oluşur. İşitme kayıpları, kulağın etkilenen bölgesine göre çeşitli türlerde sınıflandırılır.

Çocuklarda görülen işitme kayıpları çeşitleri:

1. İletim Tipi İşitme Kaybı: Dış kulak ve orta kulak bölümlerindeki sorunlar, sesin dış dünyadan işitme organına iletilmesinde aksamalara neden olur. Bu tür işitme kayıpları, dış veya orta kulağı etkileyen rahatsızlıklar sonucu ortaya çıkar ve "iletim tipi işitme kaybı" olarak adlandırılır.

2. Sensörinöral İşitme Kaybı: İç kulakta bulunan işitme organı (koklea), işitme siniri veya kulaktan beyine kadar uzanan işitme sinir yollarında meydana gelen sorunlar sensörinöral işitme kaybı olarak tanımlanır. Bu tür kayıplar, sinirsel ve duyusal alanlarda meydana gelen problemlerden kaynaklanır.

3. Mikst Tip İşitme Kaybı: Hem iletim tipi hem de sensörinöral işitme kayıplarının birlikte bulunduğu durumlar mikst (karma) işitme kaybı olarak bilinir.

İşitme kaybının şiddetini ve türünü öğrenmek için odyometri testine başvurulabilir. Yetişkinlerde yapılan bu test, çocuklarda farklı yöntemlerle uygulanır. Çocuklarda, yaşa bağlı olarak Davranışsal Gözlem Odyometrisi, Görsel Pekiştireç Odyometrisi veya Oyun Odyometrisi gibi teknikler kullanılır. Test esnasında, hava yolu ve kemik yolu işitme eşikleri ayrı ayrı incelenir. İşitme kaybının türü ise hava ve kemik yolu eşiklerinin karşılaştırılmasıyla anlaşılır.

Çocukta İşitme Azlığı

İşitme duyusu, bireylerin çevresiyle etkileşiminde kritik bir rol oynar ve işitme kayıpları, yaşam kalitesini önemli ölçüde olumsuz etkiler. Çocuklarda yaşanan işitme kayıpları, sadece dil ve konuşma gelişimini değil, aynı zamanda sosyal, bilişsel ve eğitimsel gelişimi de olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle yaşamın ilk dört yılında dil ve konuşma gelişimi hızla ilerler ve bu sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanabilmesi için iyi bir işitme gereklidir. Konuşma gelişiminde zorluk çeken çocuklar, sosyal etkileşim, duygusal olgunlaşma ve akademik başarı gibi alanlarda sebep olabilecek daha büyük sıkıntılar yaşayabilirler. İşitme kaybı olan çocukların, akranlarıyla eşit bir gelişim süreci geçirebilmeleri ve konuşma ile anlama becerilerini geliştirebilmeleri için işitme kaybının olabildiğince erken tespit edilmesi ve zamanında müdahale yapılması büyük önem taşır.

Çocuklukta Görülen İşitme Kaybı Nedenleri Nelerdir?

İşitme kayıpları, doğuştan gelen (konjenital) ve sonradan gelişen (edinilmiş) olarak iki ana kategoriye ayrılır.

Konjenital İşitme Kayıpları Nedir?

Konjenital işitme kayıpları, doğum öncesi ve doğum sırasında meydana gelen nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar ve genetik veya genetik olmayan kaynaklı olabilir. İşitme kayıplarının çoğunluğu genetik nedenlerden kaynaklanır. Genetik nedenler arasında genellikle otozomal resesif sendromik olmayan bozukluklar daha yaygındır, ancak genetik olmayan nedenlerin başında gebelik sırasında geçirilen sitomegalovirüs (CMV) enfeksiyonu gelir. Genetik nedenler şu şekildedir:

Genetik olmayan konjenital nedenler arasında en önemli olanlar şunlardır:

Edinilmiş İşitme Kayıpları Nedir?

Doğumdan sonraki dönemde ortaya çıkan işitme kayıpları, doğum öncesi veya sırasında meydana gelen nedenlerden bağımsız olarak gelişir. Bu tür işitme kayıplarına yol açan başlıca nedenler şunlardır:

Çocuklarda İşitme Kaybı İhtimalini Arttıran Faktörler Nelerdir?

Çocuklarda İşitme Kaybı Tanısı Nasıl Konulur?

Çocuklarda işitme kaybı her yaş grubunda teşhis edilebilir. İşitme kaybının kesin tanısı, ayrıntılı bir öykü alımı, kulak-burun-boğaz muayenesi, baş ve boyun muayenesi, otoskopik muayene, odyolojik testler ve gerektiğinde genetik testler ile radyolojik incelemeler sonrasında yapılabilir. İşitme kaybının erken tespitini sağlamak amacıyla yenidoğanlar ve okul çağı çocukları için işitme tarama programları uygulanmaktadır.

Okul Çağı Çocuklarda İşitme Taraması Programı Nedir?

İşitme kaybı, doğum anında veya hemen sonrasında meydana gelmeyebilir. Doğum sonrası dönemde enfeksiyonlar, travmalar ve ilerleyici işitme kaybına yol açan genetik hastalıklar gibi çeşitli nedenler işitme kaybına neden olabilir. Okul çağındaki çocuklar için işitme sağlığı, akademik başarı ve sosyal gelişim açısından kritik bir öneme sahiptir. Türkiye'de 2015 yılının sonlarından itibaren, ilköğretim 1. sınıf öğrencilerine yönelik işitme tarama programı, 81 ilde uygulanmaktadır.

Okul Çağı Çocuklarda İşitme Tarama Programı Süreci

Okul Çağı Çocuklarda İşitme Tarama Programı, ilköğretim 1. sınıf öğrencilerine uygulanmaktadır. Tarama odyometri testi sırasında, tüm frekansta ve her iki kulakta 20 dB seviyesinde yanıt veren çocuklar testi başarıyla geçmiş sayılır ve ek bir test yapılmaz. Ancak, herhangi bir frekansta bir veya iki kulakta 20 dB’de yanıt alınamazsa, çocuk bir hafta içinde tekrar test edilebilir. İlk testten geçen çocuklara ek bir test uygulanmazken, geçemeyen çocuklar Kulak Burun Boğaz Kliniği'ne yönlendirilir ve burada gerekli muayene ve testler yapılır. Ayrıca, çocuğun risk faktörleri varsa, test sonuçları iyi olsa bile Kulak Burun Boğaz değerlendirmesi yapılması önerilir.

Çocuklarda Görülen İşitme Kayıplarının Tipleri Ve Sınıflandırması

Kulak, işitme fonksiyonunu gerçekleştiren üç ana bölümden oluşur: dış kulak, orta kulak ve iç kulak. İşitme kayıpları, bu bölümlerden hangisinin etkilendiğine bağlı olarak sınıflandırılır.

Çocuklarda görülen işitme kayıpları çeşitleri:

1. İletim Tipi İşitme Kaybı: Dış kulak ve orta kulakta yaşanan sorunlar, sesin dış ortamdan işitme organına iletilmesinde aksamalara yol açar. Bu tür işitme kayıpları, dış veya orta kulakta meydana gelen rahatsızlıklar sonucu gelişir ve "iletim tipi işitme kaybı" olarak adlandırılır.

2. Sensörinöral İşitme Kaybı: İç kulakta bulunan işitme organı (koklea), işitme siniri veya kulaktan beyine kadar uzanan işitme sinir yollarında meydana gelen problemler sensörinöral işitme kaybı olarak tanımlanır. Bu kayıplar sinirsel ve duyusal alanlarda oluşan bozukluklardan kaynaklanır.

3. Mikst Tip İşitme Kaybı: Hem iletim tipi hem de sensörinöral işitme kayıplarının birlikte görüldüğü durumlar mikst (karma) işitme kaybı olarak bilinir.

Çocukluk Çağı İşitme Kayıpları Nasıl Tedavi Edilir?

İşitme kayıplı çocukların tedavisi, ailenin aktif rol aldığı ve gerektiğinde birden fazla uzmanlık alanının destek verdiği bir ekip yaklaşımıyla yürütülür. Tedavinin amacı, çocuğun tüm gelişim aşamalarını eksiksiz tamamlamasını sağlamak ve işitme kaybının olumsuz etkilerini en aza indirmektir. İşitme kaybının tipi, derecesi ve altında yatan nedenlere bağlı olarak tedavi yöntemleri değişiklik gösterebilir. İşitme kayıpları genellikle medikal, cerrahi veya ses amplifikasyonu yöntemleri ile tedavi edilir. Bazı işitme kayıpları medikal ve cerrahi yöntemlerle düzeltilebilirken, bazı durumlarda bu yöntemler yetersiz kalabilir. Bu tür işitme kayıplarında, işitme cihazlarının erken kullanımı, işitmenin daha da kötüleşmesini önler ve mevcut işitme seviyesinden en iyi şekilde yararlanılmasını sağlar.

Gelişen işitme teknolojileri, işitme cihazları, orta kulak implantları, koklear implantlar, beyin sapı implantları ve yardımcı dinleme cihazları gibi çeşitli çözümleri sunar. Erken tanı ve gerekli durumlarda çocuğun cihazlandırılması ile uygun rehabilitasyon programlarına başlanması, işitme kaybının etkilerini minimize etmek açısından kritik öneme sahiptir. Literatür, erken müdahale edilen işitme kayıplı çocukların dil ve konuşma gelişimlerinin, geç tanı konmuş çocuklara kıyasla daha hızlı ilerlediğini belirtmektedir. Büyük çocuklarda medikal veya cerrahi tedavi gerektiren durumlarda, tedaviye mümkün olan en erken dönemde başlanması en uygun yaklaşımdır. Bu, çocuğun akademik ve sosyal gelişimi için doğru zamanlamada doğru ilerlemeyi sağlamaktadır.

Diğer Uzmanlık Alanları