Her yaş ve cinsiyete göre normal kabul edilen boy standartları vardır. Çocuğun boyu, o yaş ve cinsiyet için normal kabul edilen büyüme eğrilerinin alt sınırının altında ise bu durum boy kısalığı olarak adlandırılır. Fakat daha detaylı tanımlar için tek kıstas bu değildir. Boyu normal kabul edilen sınırların altında olmasa bile çocuğun yıllık büyüme hızı normalden düşükse çocuğun boy kısalığı açısından da değerlendirilmesi gerekmektedir. Adana’da hastalarına hizmet veren Uzman Çocuk Doktoru Songül Uzgelir, çocuklarda boy kısalığı hakkında merak edilenleri anlattı.
Bebekler doğum boyunun 1.5 katına birinci yaşında ulaşırlar. Bir ve iki yaş aralığında normal ve beklenen büyüme hızı yıllık 10-12 santimetre düzeyindedir. Bu hızın 2-4 yaş aralığında 6-8 santimetre olması beklenir. Dört yaşından sonra ergenlik dönemine girmeden önce ise beş – altı santimetrelik bir büyüme hızı beklenir. Unutmamak gerekir ki her boy kısalığı vakası patolojik bir durum değildir. Her kısa boylu çocuk hasta değildir. Hastalık olarak değerlendirilmeyen boy kısalığı iki başlık altında incelenir.
Kısa boylu ebeveynlerin çocuklarının kısa boylu olmasında genetik faktörler etkilidir. Yani kısa boylu çocukların anne ve babaları da kısa boyludur. Bu çocuklar sağlıklıdır. Hatta gösterdikleri yıllık büyüme hızları da normal kabul edilen ölçülerdedir. Ancak bu çocuklar yetişkinliğe adım attıklarında boyları, yaşıtlarına göre kısa olma ihtimali yüksektir. Bu çocukların hedef boyları 3. Persentilde veya daha altta olabilir. Boy eğrileri hesaplanırken 3. Persentil eğrisi kullanılır. Bu o yaş ve cinsiyette boyu ölçülen 100 çocuktan en kısa üçüncüsü anlamına gelir. Bu çocuklar yetişkin olduklarında 3. Persentilin civarında veya altında bir uzunluğa sahip olabilirler.
Sağlıklı çocuklarda ergenlik gelişiminde gerilikle beraber boyun geçici bir süre kısa kalmasıdır. Bu durum özellikle erkek çocuklarında daha sık görülür. Bu çocuklar da sağlıklıdır. Ancak büyüme hızları ve ergenlik belirtileri, yaşıtlarına göre daha geç gerçekleşir. Bu çocuklar incelendiğinde genellikle ailelerinde benzer öyküye sahip bireyler olduğu görülür. 3 – 4 Yaş sonrasında yaşıtlarına göre daha kısa kalsalar da bu çocuklar ergenlik döneminde bir büyüme atağı yaşarlar. Yetişkinliğe adım attıklarında ise boyları normal sınırlara ulaşmaktadır.
Evet çoğu boy kısalığı vakasının altında hormonal nedenler yatmaktadır. Tiroid hormonunun ve büyüme hormonunun yeterince salgılanamaması büyümede yavaşlamaya neden olur. Bu da çocuğun boyunun yaşıtlarına göre kısa kalmasına yol açabilir. Tiroid hormonunun doğuştan yetersiz olduğu vakalar tedavi edilmezse eğer gelişme geriliği ve yavaş büyümenin haricinde zeka geriliği de yaşanabilmektedir. Türkiye’de uygulanan yenidoğan tarama programı verileri incelendiğinde doğuştan tiroid hormonu yetersizliğinin eskiye kıyasla çok daha nadir karşılaşılan bir durum olduğu görülmektedir. Ancak sonradan ortaya çıkan tiroid hormonu eksikliğinin fark edilmesi zordur. Bu durumun geç fark edilmesi ve tedavinin gecikmesi çocuğun büyüme hızının düşmesine, boyunun kısa kalmasına yol açar. Belli bir yaşa kadar sağlıklı büyüme gerçekleştirirken sonradan yavaşlayan çocuklarda mutlaka edinsel tiroid hormon eksikliğinden şüphelenmek gerekir.
Büyüme hormonu da hem doğuştan hem de sonradan eksik ve yetersiz kalabilir. Beyindeki hipofiz veya hipotalamus bölgesinin gelişimsel bozukluklar, tümörler, travmalar ve bunların tedavisinde kullanılan radyoterapi ışınları büyüme hormonunda eksikliğe yol açabilmektedir. Büyüme hormonunun eksik kalması halinde çocukların boyu kısa kalır. Ancak kilo artışı devam edebilir ve çocuk boyuna oranla fazla kilolu olabilir. Bilhassa karın bölgesinde meydana gelen yağlanma artışı, büyüme hormonunun yetersizliğinden şüphelenmeyi gerektirir.
Bazı durumlarda bebek intra-uterin yani rahim içi büyüme geriliği yaşayabilmektedir. Bu bebekler normal gebelik süresini tamamlayarak dünyaya gelseler bile doğum sırasındaki vücut ağırlıkları normalin altında kalabilir. Bu beklerin bir bölümü normal doğum ağırlığına sahip akranlarına hem ağırlık hem de boy olarak yetişebilirken bir bölümü bunu gerçekleştiremez.
Tüm bu sıraladığımız nedenlerin haricinde boy kısalığına neden olan başka faktörler de vardır. Örneğin kız çocuklarında gözlenen Turner Sendromu kızlardaki boy kısalığının önemli nedenlerinden biridir.
Bunun yanı sıra iskelet displazisi adı verilen bir durum da boy kısalığı ile sonuçlanabilir. Kemik ve kıkırdak dokusunda yaşanan normal dışı gelişim bazı hastalıklara neden olur ve bu da boy kısalığı ile sonuçlanabilir.
Dünya genelinde yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşamayan çok sayıda çocuk yaşıyor. Ne yazık ki beslenme bozuklukları, yetersiz besin ve kalori de büyümeyi yavaşlatan, boy kısalığına neden olan faktörler arasında.
Kimi zaman tüm bu nedenlerden hiçbiri olmadığı halde bir çocuğun boyu kısa kalabilir. Bu vakalar idyopatik yani nedeni tespit edilemeyen boy kısalığı olarak tanımlanır.
İlk olarak hem ailenin hem de çocuğun tıbbi öyküsü dinlenir. Çocuğun güncel vücut ağırlığı ve boyu ölçülür. Elde edilen verilerin büyüme eğrisi üzerinde nereye denk geldiği tespit edilir. Ayrıntılı bir fiziksel muayene gerçekleştirilir. Bu süreçte doktor bazı görüntüleme teknolojilerine ve laboratuar tetkiklerine başvurabilir.
Çocuğun büyüme potansiyeli takvim yaşından ziyade iskeletinin olgunlaşması değerlendirilerek ölçülür. Özellikle çocuğun yetişkinliğe adım attığında boyunun ne kadar olacağını tahmin edebilmek için kemik yaşı dikkate alınır. Tedavi planlamasına karar verilirken bakılan en önemli parametrelerden biri yetişkin boy tahminidir. Ancak kemik yaşı testinin subjektif bir test olduğunu unutmamak gerekir.
Yukarıda sözünü ettiğimiz klinik ve laboratuar bulgular sonucunda büyüme hormonu yetersizliği yaşadığını tahmin ettiğimiz çocuklarda, anne karnında büyüme geriliği ve Turner Sendromundan dolayı boy kısalığı yaşayan çocuklara bu tedavi uygulanmaktadır. Büyüme hormonu tedavisi deri altına enjeksiyon yöntemi ile uygulanır.
Siz de çocuğunuzun yaşıtlarına göre boyunun kısa kaldığından şüpheleniyorsanız gereken tetkiklerin yapılması için Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doktor Songül Uzgelir ile iletişime geçebilirsiniz.
Copyright © 2025 Uzm. Dr. Songül Uzgelir. Tüm Hakları Saklıdır.
sahnemedya