Çocuklarda Katılma Nöbeti

Yazı İçeriği

Katılma nöbeti olarak adlandırılan nefes tutma nöbetlerinde çocuklar nefeslerini tutar, yüzünde kızarma ve solma yaşanır. Hatta çocuk bilincini dahi kaybedebilir. Öfke krizleri veya hayal kırıklıkları gibi etkenlerden dolayı tetiklenen katılma nöbeti, sağlıklı çocukların yüzde beşlik kısmında görülebilmektedir. Genellikle çocukların altıncı ayı ile altı yaşı arasındaki dönemde gözlenir. Birçok çocuk ilk katılma nöbetlerini yaşamlarının on sekizinci ayından önce yaşar. Adana’da hastalarına hizmet veren Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doktor Songül Uzgelir, çocuklarda katılma nöbeti hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Katılma Nöbeti (Nefes Tutma) Nedir?

Katılma nöbeti küçük çocukların kısa bir süreliğine de olsa bilincini kaybedecek kadar nefesini tutma eylemidir. Bu gibi durumlarda oksijen eksikliğinden dolayı çocuğun teninde solgunluk meydana gelir. Bu nöbetler sırasında çocuk genelde bir dakikadan daha kısa bir süre içerisinde bilincini yeniden kazanmaktadır. Nefes tutma nöbetleri çoğu zaman acı, korku, hayal kırıklığı veya öfke gibi yoğun duyguların ardından ortaya çıkar. Özellikle öfke krizlerinin sonrasında ortaya çıkar. Çocuğun yaşadığı acılı veya korkutucu deneyimler katılma nöbetlerine yol açmaktadır. Katılma nöbetleri genellikle çocuğa zarar vermez ve herhangi bir sağlık problemine işaret etmez. Ancak yine de aileler bu gibi durumlarda büyük panik ve korku yaşarlar.

Nefes Tutma Nöbetleri Neden Olur?

Katılma nöbeti geçiren çocukların bunu dikkat çekmek için yaptığını düşünmemeliyiz. Unutmamak gerekir ki bu nefes tutma nöbetleri istemsiz şekilde gerçekleşir. Bir çocuk istediği şeyi elde edebilmek için nefesini tutmayı seçiyorsa, herhangi bir bilinç kaybı gerçekleşmez. Nefes tutma nöbetleri şu faktörlerden dolayı tetiklenebilmektedir.

Katılma nöbetlerinin nedeni kesin olarak bilinmese de bu nöbetler üzerinde etkili olduğu düşünülen durumlar şu şekildedir:

Katılma Nöbeti Olduğunda Ne Yapılmalı

Aileler için çocuklarının nefes tutma nöbeti geçirmesi korku ve endişeyle karşılanan bir durumdur. Fakat bu gibi durumlarda aile bireylerinin sakinliğini koruması büyük önem taşır. Çocuk, katılma nöbeti geçirdiği sırada ailenin şu şekilde davranması gerekir:

Katılma Nöbeti (Nefes Tutma Nöbeti) Çeşitleri Nelerdir?

Genel olarak nefes tutma nöbetleri iki türde incelenir. Eğer çocuğun yüzü mavi renge dönerse bu durum siyanotik nefes tutma nöbeti olarak adlandırılır. Genel olarak şiddetli ağlama krizlerinden sonra meydana gelir. Siyanotik nefes tutma nöbetlerine hayal kırıklığı veya yoğun öfke krizleri de yol açabilmektedir.

Eğer çocuğun yüzü maviye değil de beyaza dönüyorsa bu durum da solgun nefes tutma nöbeti adı verilir. Bu nöbetlerin öncesinde çocukta ağlama görülebilir. Bu tür katılma nöbetleri genellikle acı çekme veya korkma halinden tetiklenir.

Her iki türdeki katılma nöbetlerinde de çocuklar, yaklaşık bir dakika süresince bayılabilmektedir. Katılma nöbeti geçirmek çocuk üzerinde herhangi bir uzun süreli hasar yaratmaz. Nefes tutma nöbetleri altı aylık çocuklardan altı yaşındaki çocuklara kadar geniş bir skalada karşımıza çıkabilir. Ancak bu nöbetlerin en yaygın görüldüğü yaş aralığı altı aylık ve on sekiz aylık dönemdir. 

Katılma Nöbetleri Nasıl Tedavi Edilir?

Nefes tutma nöbetleri, birçok çocukta geçici bir durumdur. Bu yüzden çoğu zaman herhangi bir tedaviye gereksinim duyulmaz. Fakat bu durumun altında yatan bir başka sağlık sorunu varsa mutlaka bu soruna yönelik olarak tedavi uygulanmalıdır. Örnek vermek gerekirse nefes tutma nöbeti, çocuğun yaşadığı demir eksikliği anemisinden kaynaklanıyorsa bu durumu gidermek için doktor gözetiminde takviyeler kullanılabilir.

Katılma Nöbetlerini Önleme Yolları Nelerdir?

Ailelerin çocuğun katılma nöbetlerini önlemek için uygulayabilecekleri birkaç strateji vardır. Bunları sıralamamız gerekirse:

Ne Zaman Doktora Başvurmak Gerekir?

Çocuklar altı yaşına ulaştıktan sonra nefes tutma nöbeti tehlikesi ortadan kalkar. Genellikle bir tedavi gerektirmeyen ve çocukta kalıcı bir zarar bırakmayan katılma nöbetlerinde bazı durumlarda doktora başvurmak gerekebilir. Bu durumları şu şekilde sıralayabiliriz:

Diğer Uzmanlık Alanları