Sünnet, penis ucunu saran ve tıbbi olarak "prepisyum" olarak adlandırılan deri katmanının belirli bir uzunlukta cerrahi bir işlemle kesilip çıkarılmasıdır. Bu işlem, penis ucunun açık hale gelmesini sağlar. Her yaşta gerçekleştirilebilmesine rağmen, özellikle 2-6 yaş aralığında yapılması, çocukta olabilecek psikolojik etkiler nedeniyle genellikle önerilmez. Son dönemlerde, yeni doğan bebeklerde sünnetin uygulanması, cerrahi işlemin kolaylığı, yaranın hızlı bir şekilde iyileşmesi ve bakımının basit olması gibi nedenlerden ötürü en uygun yaş olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, yeni doğan dönemi henüz kişilik gelişiminin tamamlanmadığı bir dönem olduğu için psikolojik travma riski düşüktür.
Sünnetin etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi için, bu işlemin ameliyathane ortamında, temiz ve steril koşullar altında uygulanması büyük bir öneme sahiptir. Deneyimsiz kişiler veya steril olmayan ortamlarda gerçekleştirilen sünnetler, birçok komplikasyona yol açabilir ve cinsel fonksiyon bozuklukları veya psikolojik sorunlar gibi istenmeyen durumlara neden olabilir.
Adana’da hizmet veren çocuk doktoru Uzm. Dr. Songül Uzgelir çocuklarda sünneti anlattı.
Sünnet, penis ucunu kaplayan derinin cerrahi bir yöntemle çıkarılmasıdır. Araştırmalar, sünnetin birçok tıbbi avantajı olduğunu ortaya koymaktadır. Musevilikte sünnet zorunlu, İslamda ise tavsiye edilen bir uygulama olarak kabul edilirken, bazı aileler hijyen, koruyucu sağlık hizmetleri veya gelenekler nedeniyle çocuklarını sünnet ettirmeyi tercih etmektedir. Bunun yanı sıra, sünnet derisinin glansın üzerine yeterince geri çekilememesi gibi sağlık sorunları da sünnetin yapılmasını gerektirebilir. Sünnet, erkek çocuklar için önemli bir dönüm noktasıdır ve çocuğun ilerleyen dönemde cinsel sağlığı açısından, bu işlemin dikkatli bir şekilde yapılması oldukça önemlidir. Sünnetin doğurganlık üzerinde olumsuz bir etkisi yoktur.
Sünnet derisi, penisin uç kısmını saran bir deri katmanıdır. Doğum sırasında bu deri tamamen penise bağlıdır. Zaman içerisinde sünnet derisi, penis başından ayrılarak geri çekilebilir; ancak bazı kişilerde fimozis adı verilen bir durum ortaya çıkabilir. Fimozis, sünnet derisinin aşırı dar olması durumunda ortaya çıkar; bu durumda deri, penis başının üstüne kapalı kalır ve hareket edemez hale gelir. Fimozis tedavi yöntemleri arasında sünnet ve skar bırakmayan vakalarda topikal steroid kullanımı bulunmaktadır.
Sünnetin sağlık açısından birçok faydası olduğu düşünülmektedir. Bu faydalar genel olarak şunlardır:
Gelişmiş hijyen: Sünnet, penisin temizliğini kolaylaştırır. Ancak, sünnetsiz çocuklara da sünnet derisinin altında düzenli temizlik yapma alışkanlığı kazandırılabilir.
İdrar yolu enfeksiyonu olasılığının azalması: Bir yaş altındaki erkeklerde gerçekleştirilen sünnet, idrar yolu enfeksiyonu riskini önemli ölçüde, 8 ila 10 kat arasında azaltma etkisine sahiptir. Erken yaşta gelişen bu enfeksiyonlar, sonrasında böbrek sorunlarına yol açabilir.
Erken boşalma ile ilişkisi: Sünnet olan erkeklerde erken boşalma problemi, sünnetsiz olanlarla aynı sıklıkta görülmektedir; bu konuda kesin bir bilimsel kanıt yoktur.
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon riskinin düşmesi: Sünnetli erkeklerin, HIV gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma olasılığı daha düşüktür.
Penisle ilgili sorunların önlenmesi: Sünnetsiz penislerde sünnet derisinin geri çekilmesi bazen zor olabilir (fimozis). Bu durum, iltihaplanmalara yol açabilir.
Penis kanserine yakalanma ihtimalini düşürmesi: Nadir görülen bir kanser türü olduğu için bu hastalığın riski düşürülmesi önemlidir. Sünnet, bu riski azaltan faktörlerden biri olarak kabul edilir. Sünnetli erkeklerde, bu tür kanserin görülme riski, sünnetsiz olanlara göre belirgin bir şekilde azalmaktadır. Sünnetli erkeklerde bu risk, sünnetsiz olanlara kıyasla 22 kat daha düşüktür. Sünnetli erkeklerin cinsel partnerlerinde rahim ağzı kanseri görülme olasılığı da daha azdır.
Sünnet, tıbbi olarak her yaşta uygulanabilen bir cerrahi işlem olmasına rağmen, zamanlaması çocuğun psikolojik gelişimi açısından son derece önemlidir. Çocukların cinsel kimliklerini keşfetmeye başladıkları 2-6 yaş aralığında, uygun olmayan koşullarda yapılan sünnetler psikolojik etkiler yaratabilir. Bu dönemde çocukların annelerine duyduğu güçlü bağlılık nedeniyle, sünnetin cinsel organ kaybı gibi bir algı yaratması olasıdır. Bu sebeple, tıbbi bir gereklilik yoksa, sünnetin 2 yaşından önce veya 6 yaşından sonra gerçekleştirilmesi genellikle daha uygun görülmektedir. Ancak, 2-6 yaş aralığında bazı durumlarda sünnet önerilebilir; örneğin, sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren veya böbrek ve idrar yollarında yapısal sorunları olan erkek çocuklar için sünnet önemlidir.
Son yıllarda, yenidoğan döneminde sünnet yaptırma oranları artmıştır; ABD'de doğan her 10 erkekten 7 'si, dini ve kültürel bağlam gözetmeksizin, doğumdan sonraki 24-48 saat içinde sünnet edilmektedir. Bu tercih genellikle hijyen ve temizlik kaygılarıyla yapılmaktadır.
Ancak yenidoğan sünneti için bazı hususlara dikkat edilmelidir. Bebeğin doğumdan sonra hayata uyum sürecini atlatması, emmeye alışması ve varsa sarılık durumunun düzelmesi beklenebilir. Sünnet yapılmasına karar verirken, aile, çocuk doktoru ve cerrahın birlikte değerlendirme yapması önemlidir. Bebeğin sağlık durumu detaylı bir şekilde değerlendirilmeli ve sünnete uygun olup olmadığı belirlenmelidir. Aşağıdaki durumlarda yenidoğan sünneti yapılmamalıdır:
Sünnet uygulamaları için farklı teknikler mevcuttur, ancak günümüzde en çok tercih edilen ve güvenilir olarak değerlendirilen yöntem cerrahi müdahaledir. Sünnet sonrası penisin tamamen iyileşmesi genellikle 3 ila 7 gün sürmektedir. Bu süreçte, penis ucunda hafif ağrı, kızarıklık, şişlik veya morluk gibi belirtiler görülebilir. Ayrıca, penisin ucunda az miktarda sarı bir sıvı oluşması da normaldir.
Bu yöntem, sünnet derisinin cerrahi olarak kesilmesi ve uçların dikilmesi ile gerçekleştirilir. Estetik ve emilebilir dikişler kullanıldığından, işlem sonrasında dikişlerin alınmasına veya ek pansumana ihtiyaç duyulmaz. Cerrahinin doğru uygulanması durumunda, sünnet derisi uygun ölçüde alındığı için penisin büyümesi ve gelişimi sağlıklı bir şekilde devam eder.
Bu yöntemde sünnet derisi elektrikli aletler aracılığıyla kesilmektedir. Ancak, bu yöntemin bazı kalıcı sakatlıklar bırakma potansiyeli olduğu için pek tercih edilmez.
Yenidoğan bebekler için sıkça başvurulan bu yöntem, iki metal plaka arasında sünnet derisinin sıkıştırılarak dıştaki kısmının kesilmesi ile gerçekleştirilir. Çan yöntemi, kanamasız bir uygulama olmasıyla bilinir ve deneyimli kişiler tarafından yapıldığında güvenli bir seçenek olarak kabul edilir.
Sünnet işlemi, diğer cerrahi operasyonlar gibi hafif bir ağrıya yol açabilir. Ancak, ağrı kesici ilaçlar ve anestezik uygulamalar bu rahatsızlığı hafifletebilir. Bu tür yaklaşımlar, hem cerrahi esnasında hem de sonrasında hissedilen rahatsızlığın azalmasına yardımcı olur.
Yenidoğan sünnetinin yapılabilmesi için öncelikle bebeğin herhangi bir sağlık sorunu taşımaması ve genital alanın bu işlemi kaldırabilecek durumda olması gerekmektedir. Uzman doktorlar tarafından uygun koşullarda yapılan yenidoğan sünnetinin bazı avantajları şunlardır:
Yenidoğan sünneti geçiren bebeklerde idrar yolu enfeksiyonu riski belirgin şekilde azalır. Çeşitli bilimsel araştırmalar, sünnetsiz bebeklerin idrar yolu enfeksiyonuna yakalanma oranının, sünnetli bebeklere göre 8 ila 20 kat daha fazla olduğunu göstermiştir.
Sünnet işlemi sırasında, deri fazla ya da az kesildiğinde kalıcı sorunlar, örneğin kötü iyileşme, kanama, deformiteler ve idrar yolunun zarar görmesi gibi problemler oluşabilir. Ancak, bu tür komplikasyonlar, alanında uzman hekimler tarafından gerçekleştirilen uygulamalarla önemli ölçüde azaltılabilir.
Özetle, sünnetle ilişkili en sık görülen sorunlar kanama ve enfeksiyondur. Ayrıca anestezinin yan etkileri de söz konusu olabilir. Nadir durumlarda, sünnet derisinde sorunlar yaşanabilir; örneğin, derinin çok kısa ya da uzun bırakılması, düzgün iyileşmemesi ya da penisin ucuna yeniden yapışması gibi.
Halk arasında doğuştan sünnetli ya da peygamber sünnetli olarak bilinen hipospadias durumunda sünnet kesinlikle yapılmamalıdır; bu tür vakaların cerrahi müdahale ile düzeltilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, en iyi yaklaşım bir çocuk ürolojisi uzmanından görüş almaktır.
Sünnet için 2 yaş altı dönem ya da 6 yaş üstü dönem tercih edilmelidir.
Aile geçmişinde kanama hastalığı olan çocuklar, düşme veya diş çekimi sonrası uzun süreli kanama yaşayanlar, iğne sonrası ya da darbe ile büyük şişlik ve morarmalar yaşayanlar, zaman zaman kendiliğinden diş eti ya da burun kanaması görülenler için sünnet öncesinde kan testlerinin yapılması şarttır.
Ayrıca, ailede bulunan kronik hastalıklar, geçmişte geçirmiş oldukları ciddi sağlık sorunları veya hastanede yatmayı gerektiren ameliyatlar gibi durumların da hekim tarafından bilinmesi önemlidir. Böyle sorunları olan bireylerde, sünnet öncesinde gerekli önlemler alınarak olası tehlikelerin önüne geçmek mümkündür.
Sünnet derisinin geriye doğru çekilmesini önleyen skar dokusu (fimosis), penisteki sık tekrarlayan iltihaplanmalar ya da enfeksiyonlar (balanit), idrar yaparken ağrı veya püskürtmeye neden olan çok dar bir sünnet derisi ve sürekli idrar yolu enfeksiyonları bu durumların başında gelir.
Copyright © 2025 Uzm. Dr. Songül Uzgelir. Tüm Hakları Saklıdır.
sahnemedya