Verem hastalığına sahip bir bireyle aynı havayı soluyan kişilerin bu hastalığa yakalanması muhtemeldir. Çünkü verem hastalığı öksürük veya hapşırık gibi faktörlerden dolayı hava yolu ile bulaşmaktadır. Akciğer iltihaplanmasına neden olduğu verem hastalığı şiddetli öksürük nöbetlerine yol açar. Geçmiş yıllarda yeterli ve sağlıklı beslenmenin zor olduğu dönemlerde bağışıklık sistemi olumsuz etkilenen toplumlarda verem hastalığının görülme sıklığı da ölümle sonuçlanma yüzdesi de son derece yüksekti. Ancak günümüzde gelişen aşı ve tedavi yöntemleri ile verem hastalığının ölümcülle sonuçlanmasının önüne geçilmiş durumda. BCG verem aşısı sayesinde günümüzde verem kaynaklı ölümler sıfıra indirgenmiş durumda. Aşının mucidi Fransız Bilim İnsanı Bacillus Calmette Guerin’in adını taşıyan verem aşısı hakkında bilinmesi gerekenleri Adana’da hastalarına hizmet veren Uzman Çocuk Doktoru Songül Uzgelir anlattı.
Verem aşısı hastalığın bulaşıcı niteliğindense daha çok ölümcül sonuçlar doğurmasına karşı geliştirilmiştir. Aşı, 1920 yılında Fransız bilim insanı Guerin tarafından geliştirilmiştir. Aşının yapılışı ile diğer aşılarla farklılık gösterir. BCG verem aşısı deri içerisine enjeksiyon yöntemi ile uygulanır. Hastaya herhangi bir rahatsızlık vermeden, hastalığın hafif biçimde atlatılmasına yardımcı olur.
Hava yolu ile bulaşabilen verem hastalığı, hastanın çevresindeki insanları da risk altına almaktadır. Bu yüzden hastanın özel eşyaları ile temastan kaçınmak gerekir. Aktif aşılardan biri olan BCG verem aşısı uygulamalarında tüm aşılar birlikte yapılır veya dozlar arasında dört haftalık bir zaman bırakılır.
Aşının zamanlaması ise dikkat edilmesi gereken bir diğer konu. Aşının sağladığı korumanın en verimli olduğu dönem çocukluk evresidir. Çocukluk döneminde yapılan verem aşısı daha başarılı bir koruma sağlar.
Verem aşısının zamanlaması için doğumun hemen sonrası baz alınmaktadır. Doğum sonrası yaşamın 2. ayının sonunda uygulanan BCG aşısı ile akciğer iltihaplanmalarına karşı etkin bir koruma sağlanır. Çocuklarda BCG verem aşısının koruyucu niteliği son derece yüksekken yetişkin bireyler için aynısını söylemek mümkün değildir. Bu nedenle BCG verem aşısının çocukluk döneminde mutlaka uygulanması gerekir.
Doğumun ardından gereken koşulların sağlanması ile birlikte verem aşısının uygulanmasında herhangi bir sakınca yoktur. Tek doz halinde sol kol üzerinden aşı uygulanır. Ancak yeterli vücut ağırlığına ulaşamayan prematüre bebeklerin verem aşısı için üç kilo ağırlığına ulaşması beklenir. Bunun haricinde kemoterapi gören hastalar, hamilelik süreci devam eden anneler veya geçmişte verem hastalığına yakalanmış kişiler BCG verem aşısı için uygun değildir.
Ateşi yükselmiş hastalara uygulandığında bazı istenmeyen yan etkilerle karşılaşılabilir. Bebeklerde verem aşısından kaynaklanan yan etkiler gözlendiğinde geç kalınmadan doktora başvurmak gerekir.
Bebeklerde verem aşısı uygulanması büyük önem taşır. Özellikle yeni doğan bebeklerde BCG verem aşısı yüzde seksene varan bir oranda koruma sağlar. Yetişkin bireylerde ise aşının koruyucu niteliği azalmaktadır. Ülkemizde verem aşısının yaygınlaşması hastalığın bulaşma yüzdesini bir hayli azaltmıştır. Yine BCG verem aşısı sayesinde verem kaynaklı ölümlerin önüne geçilebilmiştir.
Dünyada yaygın şekilde verem hastalığının yaşandığı ülkelerde BCG aşısı yaptırmak toplum sağlığı açısından zorunludur. Ancak düşük riskli ülkelerde yalnızca hastalık için risk taşıyan kişilere BCG verem aşısı uygulanmaktadır. BCG verem aşısı ülkemizde bebekler için uygulanan zorunlu aşı takvimine eklenmektedir. Ancak aile çocuğuna bu aşıyı yaptırmak istemezse imza karşılığında çocuğunu bu aşıdan muaf tutabilir.
Bebeklerde BCG verem aşısının koruyucu niteliği yıllar içerisinde azalmaktadır. Beş – on beş yıl içerisinde koruma düzeyi azalmaktadır. Bebeklerde yüksek ateşlenme gibi yan etkilere yol açabilen BCG Verem aşısının ardından olası yan etkilere karşı ailenin tetikte olması ve gerektiğinde sağlık kuruluşuna başvurması gerekir.
BCG verem aşısı beşli karma aşıların ilki olarak uygulanır. En belirgin yan etkileri ateşlenme ve uygulama bölgesinde kızarıklıktır. Enjeksiyon bölgesinin kaşınması veya sık sık dokunulması, hastanın mikrop kapmasına neden olabilir. Verem aşısının ardından hastaya herhangi bir pansuman uygulanmasına gerek yoktur. Aşı yapılan kişiler tıpkı diğer aşı uygulamalarında olduğu gibi günlük yaşantılarına kaldıkları yerden devam ederler. Kimi zaman iz bıraksa da kimi zaman cilt yüzeyinde herhangi bir iz bırakmadan iyileşebilmektedir. Bunun yanı sıra verem aşısı sonrasında görülen diğer yan etkiler şu şekildedir:
Halk arasında yaygın olarak verem ismiyle anılan Tüberküloz hastalığı, başta akciğer olmak üzere vücudun farklı organlarında iltihaplanmalara neden olan bir hastalıktır. Bir çeşit enfeksiyondur. Hava yolu ile bulaşabilen verem hastalığı, hasta ile herhangi bir temas olmaksızın ortama yayılabilmektedir.
Ülkemizde hizmet veren Veremle Mücadele Dispanserlerinde hastalıkla ilgili tedaviler sunulmaktadır. Ancak hastalığa karşı koruma sağlamak için doğumun ardından, geç kalmadan verem aşısının uygulanması gerekir.
Verem hastalığının başlıca belirtileri balgamlı ve şiddetli öksürüklerdir. Verem mikrobu hastanın vücuduna girdikten sonra bile bağışıklık sistemi güçlü olan kişiler sağlıklı şekilde yaşamlarını sürdürebilirler. Bunun nedeni, bu kişilerin vücutlarının verem mikrobu ile savaşabilmesidir. Verem hastalığının diğer belirtileri ise şu şekildedir:
Hava yolu ile bulaşabilen verem hastalığının en bulaşıcı olduğu dönem, hastalığın ilk evresidir. Verem hastaları tedavi aldıktan sonra bile bulaşıcılık riski taşıyabilmektedir. Verem hastalığı bulaştıktan sonra kendisini ele vermeyebilir. Ancak bağışıklık sisteminin zayıfladığı anda kendisini gösterebilir. BCG Verem aşısı bulaşma riskini büyük oranda azaltmaktadır. BCG verem aşısının daha da geliştirilmesine yönelik bilimsel çalışmalar günümüzde halen daha devam etmektedir.
Hastaların bir bölümü ilaç kullanırken kendilerini çalışabilecek durumda hissederler.
BCG aşısının uygulandığı enjeksiyon bölgesinde kızarıklık, şişlik veya hafif ağrı gibi durumların görülmesi normal kabul edilir. Buna rağmen hastanın, enjeksiyon bölgesini kaşımaktan veya bu bölgeye sık sık dokunmaktan kaçınması gerekir.
Copyright © 2025 Uzm. Dr. Songül Uzgelir. Tüm Hakları Saklıdır.
sahnemedya